Lozan, Türkiye’ye Dar Gelmektedir
Balıkesir Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Av. Yılmaz Özdemir “Türkiye artık bölgesinde söz sahibi güçlü bir ülkedir. 100 öncesinde kendisine dayatılan sözleşmeler ile manevi coğrafyasına maddi sınırlar çizilen bir ülke değildir.” dedi. Türkiye’nin, devleti ve milleti ile güçlü demokrasisi ve ekonomisi ile artık lider ülke konumunda olduğunu ifade eden Özdemir “Mazlumların hamisi ve umudu olmuştur. Bu hali ile 100 yıl kadar önce bize dayatılan sınırlar ve sınırlamalar artık bize dar gelmektedir. Lozan’da bize yükletilen yükümlülükleri artık kabul etmek zorunda da değiliz. 100 yıl sonra bütün bunlar yeniden konuşulmalıdır.” İfadelerini kullandı.
“LOZAN TARTIŞMALIDIR, TARTIŞILMALIDIR.”
“Lozan’ın hezimet mi zafer mi olduğu hep tartışılmıştır, tartışılmalıdır da. Zira resmi tarih kitaplarımızı yazanlar Lozan’ı hep zaferle andılar. Ancak biz Kurtuluş Savaşını kazanmamıza rağmen Lozan da hezimete uğradık. Bize Serv’i gösterip Lozan’ı dayattılar. Savaşı kazanmamıza rağmen toprak kaybettik. Batı Trakya, Adalar ve Musul’u kaybettik. Kıbrıs’taki egemenlik haklarımızdan vazgeçtik. Bu gün Lozan’ı tartışılmaz bulan kişilere şunu hatırlatmak isterim; Atatürk dahi Lozan’dan memnun kalmamış, 1933’te Ankara’ya gelen Amerikalı General Mc. Artur’a “ … Allah nasip eder ve ömür vefa ederse Musul, Kerkük ve Ege adalarını geri alacağım, Selanik de dâhil Batı Trakya’yı Türkiye hudutları dahiline katacağım.” demiştir. Bu nedenle Lozan tartışılmalıdır.”
“TÜRKİYE BAŞİKA’DA VE ORTADAĞU’DA OLMAYA DEVAM EDECEKTİR.”
“Türkiye Başika’ya Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nin daveti üzerine ve Irak Hükümetinin bilgisi dâhilinde gitmiştir. Musul’u tek bir mermi dahi atmadan DAEŞ’e teslim edenler şimdi Türkiye’nin bölgedeki varlığını sorgulamaktadır. Buradaki Türk varlığının gündeme geliş zamanı da manidardır. Türkiye, “Fırat Kalkanı Operasyonu” ile DEAŞ’e büyük kayıplar verdirmiş, egemen güçlerin bölgedeki foyasını ortaya çıkarmıştır. Korkuları aynı şeyin Musul özelinde de yapılmasıdır. Türkiye, İran ve ABD kuklası İbadi’nin tehditlerine boyun eğecek bir ülke değildir. Ülke güvenliği ve mazlumlar için bölgede vardır ve var olmaya da devam edecektir.”
“BATI ÇOK YÜZLÜDÜR”
“Batı artık insani değerleri tamamıyla yitirmiştir. Her şeye pragmatist yaklaşmakta, kendinden olmayanlara karşı insani hiçbir değer taşımamaktadır. Dış politika ve mülteciler konusunda da bakış açısı aynıdır. Suriye’den kendisine sığınmaya çalışanları açlık ve sefalete terk etmekte, ateş çemberindeki ülkelerine geri dönmeye zorlamaktadır. Yine Suriye’deki iç savaşın bitmesi için de gerekli sorumluluğu almaktan kaçınmakta, bir taraftan terörizmle mücadele ediyoruz derken, diğer taraftan bölgedeki terörist unsurlara silah ve mühimmat yardımı yapmaya devam etmektedir. Batı’nın bu tavrı ikiyüzlülüğü de aşmıştır. Batı artık çok yüzlüdür.”