bs-160x600-focus
Genç Bayrak Gazetesi -
$ DOLAR → Alış: 32,26 / Satış: 32,39
€ EURO → Alış: 34,78 / Satış: 34,92

Milli para nasıl olmalıdır?

Atesch
Atesch
  • 14.01.2021
  • Milli para nasıl olmalıdır? için yorumlar kapalı

Milli para nasıl olmalıdır konusuna geçmeden önce milli paranın tanımını yapmamız yerinde olur. Milli para; mübadele (değişim), tahrik unsuru olma (değer saklama), tasarruf ve üretilen mal ve hizmetlerin karşılığı olmasıdır. Para hakkında günümüz iktisat modelleri yanlış ve eksik tarifler yapmışlardır. Kapitalist anlayışa göre para sadece mübadele ve tasarruf aracıdır. Paranın tahrik unsuru olması ve üretimin karşılığı olma özelliği yok sayılmıştır.

Paranın tamamen milli olabilmesi için adının yerli veya milli olması bir şey ifade etmez. Milli para önce tam bağımsız olmalıdır. Mesela kendi paramız olan TL kağıt paralar üzerinde yazan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası demek; kağıt paraların basım hakkı özerk hale dönüştürülmüştür. Çünkü Cumhuriyet kelimesinin sonundaki ‘i’ eki kaldırılmıştır. Bu ne demek oluyor; i eki sahiplenmedir. Eğer kağıt paranın üzerinde Cumhuriyeti yazılı olsaydı, ülke olarak GSMH karşılığı olarak istediğimiz zaman para basabilirdik. Ülkemizde Merkez Bankası, Amerika FED ve diğer ülkelerin merkez bankaları kararı sonunda verilen izin miktarı kadar para basabilir.

Milli Ekonomi Modeli’nde tahrik unsuru olan para, bu yönüyle iktisat ekollerinin iddia ettiği gibi ekonomiyi örten bir peçe değildir. Yani nötr (etkisiz) değildir. Bilakis üretim ve tüketimi tetiklediği için aktif bir rol oynamaktadır. Paranın tahrik unsuru olma özelliği kullanıldığında, sınırsız kaynaklar insanların kullanımına sunulur ve bu şekilde sonu gelmeyen bir hazinenin de sahibi olunabilir.

Milli Ekonomi Modeli’nde piyasalarda dolaşan para maliyetsiz olduğu gibi emeği tahrik edecek üretim faktörlerini devreye koyacak para da maliyetsizdir. Emeğin ve üretimin karşılığı olarak devreye girecek olan para, atıl duran insanların emeğini harekete geçirir.

Ülkemizde ise basılan para maliyetlidir. Darphane de para basılmadan önce dış ülkelerden alınan faizli Dolar ve Euro Merkez Bankasına konulduktan sonra halkımızın alın teri olan emeği gösterilip basılmaktadır. Bu durum paramızı milli ve yerli olmaktan çıkarmaktadır.

Para bir değişim aracıdır. Piyasada bulunan her türlü mal ve hizmet para ödenerek satın alınabilir. Mübadelenin tam olarak yapılabilmesi için piyasada yeterli miktarda paranın tedavülde olması şarttır.

Liberal ekonomilerde değişim aracı olarak dolaşımda olan para maliyetlidir. Maliyetli para üretimde daralmaya ve pahalılığa neden olur. Satın alma gücünün azalmasına yani talep daralmasına yol açar. Arz-talep dengesi bozulur. Üretilen mal ve hizmetler değerinin üzerinde piyasalara arz edilir. Çeşitli yollarla piyasalardan paranın faizle çekilmesi mübadelenin (değişim) sağlıklı gerçekleşmesine engel teşkil eder. Paranın piyasalardan faizle çekilerek belli ellere doğru akışının sağlanması ve paraya olan ihtiyacın emisyonla piyasalara iadesinin miktar teorisiyle engellenmesi, piyasalara para satanların önünü tamamen açmaktadır.

Bugün ekonomilerde tüketicinin mal ve hizmete olan ihtiyacı, her geçen gün artmasına rağmen; paranın piyasalardan çekilmesi ile mübadele kabiliyeti azalmaktadır. Ekonomilerde bu hal, deflasyonun ve resesyonun habercisidir.

Milli Devlet’te paranın maliyetsiz olması, paranın piyasalarda serbestçe dönmesini ve reel ekonomiye katkısını sağlar. Sosyal Devlet’in bir gereği olarak devlet, arz ve talep dengesini sağlamak zorundadır.

Günümüzde piyasalarda yeterli miktarda para bulunmamaktadır. Piyasalarda olan para da maliyetli olan paradır. Bu durumda plastik para denilen kredi kartları yerini almaktadır. Piyasalarda yeterli miktarda maliyetsiz para olmalıdır. Maliyetsiz para olmadıkça ekonomiler mutlu bir azınlık olan para babalarının kontrolüne terk edilmektedir.

Liberal anlayışta paranın tasarruf edilmesindeki maksat, faiz yoluyla ve spekülatif yollardan para kazanmaktır. Kapitalist ekonomilerde para, spekülatif alanlarda değerlendirilir.

Milli Devlet’in ekonomi anlayışında ise, paranın piyasada tedavülü maliyetsizdir. Bu sebeple, tasarruf aracı olarak para, sosyal harcamaların ve ihtiyaçların karşılanması ve yatırımlar içindir. Mal ve hizmetler üretimde kullanılır.

Tüketim endeksli olan Milli Ekonomi Modeli’nde maliyetsiz para karşılığı halkın emeği olduğu için enflasyon oluşturmaz. Sürekli büyümeyi, tam istihdamı ve adil dağılımı sağlar.

Milli Devlet’in para politikası, paraya özgürlüğünü kazandırarak, piyasaların bağımsız hale gelmesini sağlamaktadır. Liberal kapitalist modellerin para politikaları ise global tefecilerin parayı kontrol ederek bütün piyasalar üzerinde hakimiyet kurmalarına olanak tanırken Milli Devlet tezi bunu tersine çevirmektedir.

Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet Milli Devlet’i ülkemizde acilen devreye koymalıyız. Dünya nüfusunun yarısından fazla olan 4 milyar insanın yaşadığı BRICS (Brezilya, Rusya,Hindistan, Çin, Güney Afrika) ülkeleri ve bu ülkeleri takip eden diğer ülkeler Milli Ekonomi Modeli’ni uygulayarak ekonomilerini sürekli büyütürken, ülke olarak bizler daha çok havanda su döveriz. (Kaynak: Prof. Dr. Haydar Baş, Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet Milli Devlet, s.81-99, 673-676).

 

 

“Haydar Baki adlı yazarın, bu sitede yayınlanan tüm köşe yazıları sadece yazarı ve yazıyı yazmış olduğu kurumu bağlamaktadır”

 

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ