Pennsylvania’ya Gidip FETÖ’nün Dizinin Dibine Oturan Milletvekilleri Kimlerdi?”
CHP Balıkesir Milletvekili Av. Namık Havutça’nın TBMM Genel Kurulunda yaptığı çarpıcı konuşmada; “Fetullah’ın yanına Pennsylvania’ya gidip bir Kabe gibi başını örtüp, dizinin dibine oturan milletvekilleri kimlerdi, kimlerdi bunlar? Bunların okullarına çocuklarını gönderenler, bunlara bina veren belediye başkanları, bunlara iskan veren belediye başkanları, siyasetçiler kimlerdi? Çıkaralım ortaya, çıkaralım, hesaplaşalım. FETÖ hainin en ağır şekilde cezalandırılmasını bizler yürekten istiyoruz. Biz, Cumhuriyet Halk Partisinden ne FETÖ’cü çıkar ne darbeci çıkar. Siz kendinize bakın! Ancak gariban, emekçi, memurlarla hesaplaşıyorsunuz” dedi.
CHP’li Havutça’nın Genel Kurul Konuşmasının detayı;
“Türkiye, olağanüstü bir süreç içerisinde ve biz de bu kanun hükmünde kararnameleri, daha doğrusu Anayasa hükmünde kararnameleri konuşuyoruz. Bakın, bu kararnameyle Türkiye, âdeta keyfî yönetimin ve çok ağır mağduriyetlerin yarattığı bir sonuçla karşı karşıya. Bakın, böyle bir yetki dünyanın hiçbir hukuk devletinde idareye verilemez. Aidiyeti, iltisakı ve irtibatı olan herkesi bir suç çuvalının içerisine atan ve bunların sorumluluklarının da asla idari, cezai, hukuki sorumlulukları olmayan bir tabloyla karşı karşıyayız.
Değerli arkadaşlarım, şu anda bir Darbeyi Araştırma Komisyonu var, bir sürü insanı çağırıyorlar, dinliyorlar. Ben merak ediyorum, ya bu Türkiye Büyük Millet Meclisinin üstüne bombayı atan hain, şerefsiz pilot kim? Nerede? “Kardeşim bu emri sana kim verdi?” deyip buraya niye çağırmıyorsunuz? O pilota emri kim verdi? Niye çağırmıyorsunuz?
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) – Ben vermedim.
NAMIK HAVUTÇA (Devamla) – Ben de vermedim.
Biz de buradaydık ve 80 metre önümüze düştü bomba. Kim verdi kardeşim bu emri? Çağırın bir sorun. Ortada yok. Peki bu darbenin…
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) – Niye çağıralım o haini ya?
NAMIK HAVUTÇA (Devamla) – Çağırsınlar sizinkiler, niye çağırmıyorlar?
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) – Niye çağırsınlar haini?
NAMIK HAVUTÇA (Devamla) – Biz de çağırıyoruz, söylüyoruz da işte burada. Bakın, hâlâ ortada yok, ne olduğu belli değil. Ne yapalım?
Arkadaşlarımız demin söyledi, ya Bank Asya Ligi diye bir lig vardı Türkiye’de, Bank Asya Ligi. Bu futbol takımlarının hepsi FETÖ’cü müydü?
Şimdi buradan soruyorum Değerli Başkanım, Fetullah’ın yanına Pennsylvania’ya gidip bir Kabe gibi başını örtüp, dizinin dibine oturan milletvekilleri kimlerdi, kimlerdi bunlar? Bunların okullarına çocuklarını gönderenler, bunlara bina veren belediye başkanları, bunlara iskan veren belediye başkanları kimlerdi? Çıkaralım ortaya, çıkaralım, hesaplaşalım. FETÖ’nün, o hainin en ağır şekilde cezalandırılmasını biz yürekten istiyoruz. Bizden, Cumhuriyet Halk Partisinden ne FETÖ’cü çıkar ne darbeci çıkar. Siz kendinize bakın! (CHP sıralarından alkışlar)
E, şimdi, gelmişsiniz, burada sınırsız, sorumsuz… Bakın, değerli milletvekilleri, birçok öğretmen arkadaşımızın, EĞİTİM-SEN üyesi birçok arkadaşımızın -“wireless” kullanmamış, byLock kullanmamış- bir şekilde byLock kullandı diye çuvalını, eşyasını atıyorlar. Soruyoruz Bakana: Sayın Bakan, bunları kim tespit etti? “Bize MİT gönderdi.” Gösterin bize. Bu arkadaşımız diyor ki: “Kardeşim, tanıyoruz, EĞİTİM-SEN üyesi. Balıkesir’de çok iyi tanıdığımız Atatürkçü, cumhuriyetçi öğretmen arkadaşımız.” “Efendim, Bank Asya’ya para yatırmış.”
Yatırmamış, kanıtlıyor. “ByLock kullanmış.” Kullanmamış kanıtlıyor ama arkadaşımız açıkta. Sayın Cumhurbaşkanı “Mağdur yok.” diyor ama bu şekilde mağdurların, gerçekten mağdurların olduğunu biliyoruz. Yoksa Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizim muradımız, sizin 17-25 Aralığı milat kabul ettikten sonraki bu hainlerin en ağır şekilde cezalandırılmasını yürekten istiyoruz ve peşindeyiz bu yargılamaların ama bunun dışında, bir de eline silah almamış, Bank Asya’nın önünden bir şekilde geçmiş bu şekilde öğretmen arkadaşlarımız var, doktor arkadaşlarımız var; bunları da değerlendirin, bu insanları mağdur etmeyin. Bunlar bize oy veren insanlar değil, vallaha daha önce size oy veren insanlar. Onun için lütfen gelip… Önce biz adaletin, adil yargılanma hakkının yanındayız.
Birçok arkadaşımızın kuruluşuna el koydunuz; bu Fetullahçı yapının okullarına, fabrikalarına, kurumlarına el koydunuz, tamam. Peki, bunların, çalışanların hepsinin, burada emeğiyle çalışan öğretmenlerin, çalışan işçilerin hakları ne olacak, bunların paraları ne olacak? Malına mülküne el koydunuz. Hadi, Hakan Şükür’ün malına mülküne el koydunuz, ya, bunun babası da mı Fetullahçı terör örgütünden para kazandı? Yani, insanların… Suçların şahsiliği diye bir şey vardır hukukta. Kişiyi alırsınız, yargılarsınız ama onun ailesini de komple bir çuvalın içerisine atıp yargılayamazsınız, böyle bir şey dünya hukuk devletinde yok. O bakımdan, bizim dikkat çektiğimiz, ısrarla savunduğumuz bu.
Biz insanların adil yargılanma hakkını savunuyoruz, biz insanların masumiyet karinesine inanıyoruz, biz insanların evrensel haklarına, temel insan haklarına inanıyoruz. Bu çerçevede, bu kanun hükmünde kararname gerçekten faşist devletlerde olan bir kararname.”