“Hayvan hakları Anayasal güvenceyle teminat altına alınmalıdır”
Konya Büyükşehir Belediyesi Sahipsiz Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi’nde çalışan bir görevlinin elindeki kürekle bir köpeğe vurarak öldürdüğü iddia edilen görüntüler sosyal medyada infial yarattı. Bandırma Sokak Hayvanlarını Koruma ve Yaşatma Derneği ve Kent Konseyi Başkanlığı konuya ilişkin ortak basın açıklaması yaptı.
Bandırma Sokak Hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ayşegül Bilgen tarafından basın açıklaması okundu. Bilgen “Bizler Bandırma Sokak hayvanları koruma ve yaşatma derneği ve hayvanseverler olarak hiçbir canlıyı birbirinden ayırt etmeyen insan ve hayvan da aynı yaşam hakkına sahiptir diyen ve dünyada gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ülkenin hayvanlara ayrı bir statü tanıdığını gördükçe sevinen bireyleriz. Fakat, ülkemizde hayvanlara karşı yaşanan bu vicdansız ve adaletsiz düzenin devam etmesini kabul etmiyor ve üzülüyoruz. “ Sokaklarda köpek olmaz barınaklara konsun” söylemi ile başlayan ve belediyelerin kanuna aykırı bir biçimde sokak hayvanlarını toplayarak barınaklara doldurmaya çalışması ile devam eden bu süreç, Konya barınağında yaşanan vahim olay gibi vahşetlerin önünü açmıştır. Tüm hayvanların haklarının savunucusu olarak, geçtiğimiz günlerde izlediğimiz bu vahşet görüntülerinin akıl dışı boyutları karşısında yapılması gerekenleri tüm Türkiye’ye usanmadan bir kez daha duyurmak istiyoruz. Can dostlarımızı katleden katillerin bir sonraki hedefinin de insan olacağını burdan tekrar vurguluyoruz.
2022 yılı Türkiye’sinde köpek zehirlenmeleri , hayvan tecavüzleri ve hala görevli kurumlar eliyle işlenen hayvan cinayetleri ortadayken,aşılanıp kısırlaştırarak sokağa geri salınması gereken sokak canlarımızı 5199 sayılı hayvanları koruma kanununu çiğneyerek, kısırlaştırma yapmadan doğal yaşam alanları sokaklardan kopararak barınağa hapsetmek ve barınaklarda onları ölüme terk etmek, şuanda yaşadığımız vahşetin boyutunu gelecekte ikiye katlayacaktır. Belediyelerin görevi Güçten düşmüş, yaralı, tedaviye ihtiyacı olan sokak canlarını tedavilerini yapmak, aşılamak, kısırlaştırmak ve kısırlaştırdıktan sonra alındıkları yere bırakmaktır.
Yüzlerce hayvanı toplayarak bir alana tıkarak hepsinin bakımlarını ve sağlıklı koşullarda barınmalarını sağlamak mümkün değildir. Zaten bunun sonuçları Konya, Mamak gibi birçok barınakta çok acı bir şekilde yaşandı yaşanmaya da devam ediyor. Biz hayvan severler bu sahnelere çok şahit olduk, defalarca anlatmaya çalıştık, her seferinde vurguladık, mücadele ettik ama ne zaman ki sıraya dizilmiş vahşi bir şekilde katledilen ve katledilmeyi bekleyen o masumların görüntüleri sosyal medya aracılığı ile gündem oldu, işte ozaman binlerce masum hayvanın acı çığlıklarından haberdar olarak toplumsal tepki ortaya konuldu.
Maalesef yasalar halen bu canlarımızı korumaya yetmiyor. Bu nedenle Hayvanlara karşı işlenen suçlar caydırıcı ve önleyici nitelikte hapis cezası yaptırımına tabi tutulmalı ve para cezasına çevrilmeyecek nitelikte olmalıdır. Ayrıca hayvan hakları evrensel bildirgesine taraf olan Türkiye cumhuriyeti hükümeti bildirgeye uyumlu yasaları düzenleyerek acilen uygulamalıdır Hayvan Hakları Anayasal güvence ile teminat altına alınmalıdır.
Bununla beraber Barınaklar sorunlu personellerin ceza olarak sürüldükleri sürgün yerleri olmamalı, hayvan sever ve gerçekten bu işi severek yapacak kişilerin, gönüllülerin barınaklarda çalışması gerekmektedir. Yaşanan bu hadiseler bu hususlara önem verilmeyişin sonucudur. Belediyelerin barınakta çalışacak personelleri seçerken bu hususlara dikkate etmediği , gönüllülere kucak açmayıp bizlerle ortak çalışmaya girmemeye devam ettiği sürece yaşanılan olayların benzerleri yaşanmaya devam edecektir.
İşte bir örneğini yaşadık başına var gücüyle küreği defalarca vuran ve onu seyreden bir insan topluluğu çalışıyor barınakta ve bu insan yoksununun toplum içinde de her türlü suçu işleyebilecek bir potansiyeli var işin daha vahim kısmı da o barınakta bu olay o kadar rutin ve olağan halde ki hem hayvanlar katlediliyor hem de bu durum karşısında seyre bakılıyor. Bu insan yoksunları birde devletin kurumlarında çalıştırılıyor üzerine bir de maaş ödeniyor. Bu sebeple bunun defalarca altını çiziyoruz barınaklarda liyakat esaslı hayvansever personeller istihdam edilmelidir.
Devamında bu gibi durumların önüne geçilebilmesi için hayvanseverlere, derneklere kapılarını kapatan il ve ilçe belediyelerine ve barınak personellerine ilişkin ağır cezai yaptırımlar getirilmeli, denetim koşulları yeniden düzenlenmeli, 7/24 kamera sistemi kurulmalı herkes tarafından izlenmeli diye düşünüyoruz. Yaşadığımız elim olayların şiddeti gün geçtikçe artmakta ve her yeni vakada ortaya çıkan liyakatsız düzenin getirdiği vahşet görüntülerinin yenilerini tekrar izlememek için; öncelikli olarak bu düzenlemelerin yapılmasını istiyoruz. Bizler o barınaklarda hayvanlarımızın ne şekilde bakıldıklarını, hangi muameleye maruz kaldıklarını görmek bilmek istiyoruz. Kapalı kapılar ardında herşey olması muhtemeldir. Belediyeler barınaklarını örnek barınak diye adlandırılmak istiyorlarsa öncelikle şeffaflık ilkesini benimsemelidirler.
Mevcut ve yetersiz düzenlemelerin hayvanlara karşı işlenen suçları engellemeye yetmediğini toplum olarak sürekli görmekteyiz. Her canlının yaşam hakkı kutsaldır ve tüm hakların üstündedir. Hayvanlara hakları teslim edilinceye kadar, sorumluların cezalarını çekene dek mücadelemiz sonuna kadar devam edecektir. Bu nedenle yukarıda saydığımız isteklerimizin ve yasal düzenlemelerin en kısa zamanda anayasa ile güvence altına alınması hususundaki zorunluluğunu yasa yapıcıların ve kamuoyunun dikkatine sunarız.
Basın açıklamamızda yanımızda olan Bandırma Kent Konseyine, mücadelemizde daima bizleri yalnız bırakmayan esirgemeyen hayvansever doslarımıza ve sesimizi komuoyuna duyrulmasında desteği olan tüm basın mensubu arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz,” dedi. /Haber Merkezi